Jared Leto'nun Bir Nevi İlk Solo Albümü
Thirty Seconds to Mars- America
5/10
1998 yılında Los Angeles’ta
kurulan Thirty Seconds to Mars, artık Oscar’lı bir aktör olan “güzellik”
abidesi Jared Leto’nun müzik projesi. Şurada yeteneklerini incelediğimiz Leto, muazzam
bir aktör ve organik bir Benjamin Button olmasının yanında, aynı zamanda da bu grupta
şarkıcı ve gitarist. Davulda kardeşi Shannon Leto ve gitarda ise Tomo Miličević’in
yer aldığı topluluk, aslında basit bir yan proje değil: Bu devirde 15 milyonun
üzerinde kayıt satmış, kaliteli bir modern alternatif rock grubu. Bu rakamın en
büyük sebebi ise o dönemin modası olan emo rock akımının başyapıtlarından A
Beautiful Lie (2005) albümüydü. Ayrıca grup, This Is War (2009) kayıtları için verdikleri
tam 300 konser ile “Bir albüm için yapılmış en büyük turne” onuruyla şimdilik Guinness Rekorlar Kitabı’na
bile girdi.
2018’e geldiğimizde ise grup,
daha önce yaptığı gibi yine “dönemin modası”na uyup bu sefer de trap-pop soslu
bir eserle karşımıza çıkıyor: America. Tıpkı Linkin Park’ın Chester Bennington
ile olan son albümü One More Light’ta olduğu gibi alternatif rock sularında
yüzen bir grubun tamamen trap ağırlıklı pop’a kayması gibi. Hatta döneminin
başarılı emo-punk grubu Fall Out Boy’un da Mania (2018) isimli anlamsız bir pop
kaydı yapması gibi. Bu tarz örnekler o kadar fazla ki... İşin üzücü kısmı ise
bu toplulukların, yıllardır pop-rock icra eden Maroon 5 ve Imagine Dragons gibi
gruplara benzemeye çalışmaları. Halbuki bu modadaki ağır dönüşümü gerçekten
başarılı yapabilen isimler bir elin parmağını geçemiyor. (Bkz. Coldplay, The
Killers, Paramore vs.)
America, oldukça enteresan 10 tane albüm kapağına sahip mesaj kaygılı (!) bir albüm. Jared Leto ve ekibinin
yapmak istediği de aslında Echelon isimli fan gruplarıyla birlikte topluluğun
büyük bir kesimine şu siyasi mesajı vermek: Gözlerinizi açın! Ancak bu ünlem
dolu ifadeyi aslında grubun kendisine söylemek lazım; bütün kayıt Jared Leto’nun
pop kariyerinin ilk solo albümü gibi. Keşke bu albüm yine yapılsaymış ama “Jared
Leto” ismi altında kaydedilseymiş dedirtiyor. Eserde hakkıyla çalınmış herhangi
bir gitar, bas ve davul duyamamak çok ilginç bir deneyim. Shannon Leto ve Tomo
Miličević’in ağırlıklı olarak drum machine, klavye ve Pro Tools kullandıklarını
görüyoruz: Böylelikle de daha önce Mars’ın müziğini dinleyenler için her parça
bir remix gibi geliyor.
Değişim kavramı, yaşayan her şey
gibi müziğin de olmazsa olmazlarından biridir. Ancak bu değişim, bir evrim gibi
olmalı: Zamana bırakılıp benliğinden bir parça kaybetmeden ve sadece kendiliğinden
oluşmalı. Eski Mars kayıtlarındaki koro kısımları ve Jared’ın (zaman zaman) kendine
has vokal iniş-çıkışları, grubun önceki benliğinden hatırladığımız tek
unsurlar. Bu yüzden grup, kemik kitlesini kökünden değiştirecek bir işe imza
atıyor. Aslında bu cesur bir hamle gerçekten kaliteli olursa hiçbir sıkıntı yok;
ancak albüm o kadar “özen” ve “duygu” yoksunu ki bunu söylemek çok zor. Örneğin:
Great Wide Open ve Dawn Will Rise parçalarını dinlediğinizde auto-tune vokaller
ve altyapı basitliğini daha ilk dizelerden bile hissedebiliyorsunuz.
Albümün çıkış parçası Walk On Water, aynı dönemde Eminem’in de aynı isimde bir single çıkarmasıyla piyasada ilginç
bir durum yaşamıştı. Karakter olarak herhangi bir Imagine Dragons parçasını
andıran şarkı, Jared’ın sağlam vokalleriyle ve “gaz” alyapılarıyla, aslında albüm
öncesinde kayıt için umut taşıyan bir işti. Klibi ise albümün vermek istediği
mesajı etkileyici bir görsellikle anlatıyor. Bu parçanın yanında, albümdeki
belki de en özel iş olan Remedy ise gerçekten dinleyiciyi pozitif anlamda
şaşırtan bir eser. Bunun en büyük sebebi ise vokallerini Shannon Leto’nun
yapması. Sürpriz bir şekilde etkileyici sesiyle Shannon, akustik gitarla
birlikte ortaya çok doğal bir ürün çıkarıyor. Bu anlamda albümün yapaylığından
tamamen ayrı ve farklı.
A$AP
Rocky ve Halsey gibi isimlerle düet yapmak ya da trap’in de ötesinde Hail to the Victor’daki gibi EDM’e varan bir tarz değişikliği yaratmak tamamiyle tek
bir amaca yönelik: Ticari. Bunun buram buram hissedilmesiyle birlikte de Jared
Leto’nun şimdilik müzik sahnelerinden film setlerine dönüş yapmasını merakla
bekliyoruz!
Kaynak: 1