Pixar'ın Aile ve Ölüm Arasındaki Gerçeği Öyküleştirdiği Şahane Film
Coco
9/10
Hikaye,
Meksika’ya özgü bir bayram olan Ölüler Günü (Día de Los Muertos) odağında
işleniyor: Her yıl 5 Nisan günü kutlanılan bu günde, yaşayanlar, vefat etmiş
atalarını çeşitli fotoğraflar, biblolar ve süslemelerle anıyor. Onların
inançlarına göre gerçek ölüm, o kişi tamamen unutulduğunda oluyor. Bu nedenle
de o gün, latin ülkelerinde Cadılar Bayramı ve Mardi Gras arasında bir şenlik
olarak kutlanıyor. Film ise bu bayramı hem yaşayanların dünyasında hem de Ölüler Diyarı konseptinde bu inanca
gerçekten olabilecek en muazzam şekilde resmediyor. En küçük detaylar ve
efsanevi kişilikler atlanmamış: Filmdeki yan karakterlerden ressam Frida Kahlo,
güreşçi Santo, aktör Cantinflas, Meksika
devrimindeki liderler ve daha birçok kişiye göndermeler var. Hatta bir de Buzz
Lightyear, Woody ve Mike Wazowski gibi unutulmaz Pixar karakterlerini piñata
olarak bile izledik.
Yapımı ve
araştırmaları 2011-2017 yılları arasında süren ve bu nedenle de en uzun sürece
sahip Pixar filmi olan Coco, ortaya da bu kültüre yakışır biçimde bir iş
çıkartıyor. The Book of Life (2014) filmi ile benzerlikleri ise bu süreç
nedeniyle de kısmen tesadüf. Yönetmenler Lee Unkrich ve Adrian Molina gerçekten
de hem bütün bu detaylarla hem de turuncu köprü olsun De la Cruz’un malikanesi
olsun inanılmaz görsellerle kalbimizi kazanıyorlar. Unkrich ise kendini daha
önce Toy Story 3 ile kanıtlamış bir yönetmen; o yüzden bu güzelliklere
şaşırmamak gerek.
(Spoiler) Karakterlerin
yaratılışı ise Unkrich ve ekibinin ayrı bir başarısı; çünkü sadece ana isimler
değil, yan roller bile kolayca hafızalara kazınıyor: Genç yetenek Anthony
Gonzalez’in seslendirdiği başkarakter Miguel, ailesine rağmen hayallerinin
peşinden giden cesur ve yetenekli biri. Yine detaylardan biri olan sadık dostu
Dante ise Meksikalı Tüysüz (Xoloitzcuintli) cinsli bir köpek. Evsiz sanatçı Héctor’a
hayat veren ünlü aktör Gael García Bernal ise filmin hem İngilizce hem de İspanyolca
versiyonunda yer almış. Bu nedenle her iki dilde de filmdeki parçaları
seslendirmiş. Esas parça olan Oscar ödüllü Remember Me ve İspanyolcası
Recuérdame gerçekten büyüleyici eserler: Özellikle “I sing a secret song to you
each night we are apart” sözüyle filmin sonuna da gönderme yapan can alıcı
sözleri çok etkileyici. Un Poco Loco ve Eveyone Knows Juanita gibi parçalar da
filmden kesinlikle aklınızda kalan eserler oluyor. Genel olarak müzik kullanımı
ise resmen filmin özü.
![]() |
Gael García Bernal |
Filmin ana
fikir olarak aşılamak istediği hissiyat ise aile ve ölüm arasındaki o
kaçınılmaz gerçeği unutmamak. Hayatımızı yaşarken kimimiz bunun farkında bile
olmadan günlerimizi geçiriyoruz; ancak ailemizin ne kadar değerli olduğu ve
onlara olabildiğince zaman ayırmamız gerektiğini unutabiliyoruz. Coco, bize o
çizgi karakterleri izlerken bunu hatırlatıyor. Özellikle de (istisnalar dışında)
aile bireylerimize her şeyden önce saygı duymamız gerektiğini vurguluyor.
Gelişen teknoloji ile birlikte herkesin farkında olmadan bireyselleştiği bu
modern dünyada hala kendi kanımızdan olanların, aile kültürünün aslında ne
kadar önemli olduğunu ifade ediyor. Ayrıca film, vefat edenleri de onları
unutmadığımızı gösteren geleneklerle korumamız gerekliliğini yüzümüze vuruyor.
Coco’yu
izlerken yaşadığınız duygu yoğunluğu ise gerçekten tarifsiz. Çocuklar için kahkaha
attıran / yetişkinler için gülümseten birçok eğlenceli sahne var. Özellikle, Un Poco Loco performansı, Frida’nın marjinalliği ve Héctor’un köprüden geçme
çalışmaları gibi bölümlere kayıtsız kalmak imkansız. Buna karşın film,
çocukları geçtik, koca adamları bile hüngür hüngür ağlatabilecek kadar hüzünlü
ve derin sahneler de içeriyor. Örneğin, tamamen unutulup kesin ölümü yaşayan
hamaktaki adam, Héctor ve eşi arasındaki hikaye, Remember Me (Lullaby) ve tabii
ki büyük anne Coco’lu diğer sahneler olağanüstü bir derinlik taşıyor. Gerçekten
de o karakterlerle aranızda bir bağ kurabiliyor, onların hislerine ortak
olabiliyorsunuz. Filmin en önemli özelliği işte bu: Duygu. Pixar da bu duygu
aktarımını çoğu işinde olduğu gibi çok özenli bir şekilde yapıyor. Kaç yaşında
olursanız olun, sizi tıpkı Up’ta olduğu gibi sarıp sarmalayan bir film bu. Her
şeyin de ötesinde, hatırlayın!