%100 İngiliz ve %100 Orijinal
Arctic Monkeys- Whatever People Say I Am, That's What I'm Not
10/10
Her şeyi
başlatan ise ilk albümleri Whatever People Say I Am, That's What I'm Not oldu.
Bu albümün alternatif müzik dünyasına kazandırdığı tat gerçekten oldukça
orijinaldi: Alex Turner’ın hızlı hızlı konuşarak gibi söylediği ve uzun
cümleler kurduğu İngiliz aksanlı vokalleri bir yenilikti. Bunun yanında Matt
Helders’ın neredeyse hiç monotonlaşmayan ve atak manyağı olan davulları da
öyleydi. Ayrıca gitarlar Jamie Cook ve
Andy Nicholson da oldukça sade ama kesinlikle basit olmayan agresif riff’lerle
dinleyeni etkisi altına alıyordu.
İngiltere müzik tarihinin “ilk
haftasında en hızlı satan albümü” olan bu kayıt, aynı zamanda o yılki bol
prestijli İngiliz ödülü Mercury Prize’ı da kazanmıştı. Albümdeki bütün
parçaların yazarı olan Alex Turner, şarkı isimlerinin de çoğunu uzun ama akılda
kalıcı tutmuştu: When the Sun Goes Down, I Bet You Look Good on the Dancefloor,
The View from the Afternoon, Fake Tales of San Francisco ve Dancing Shoes gibi
enerjisi bol parçalar albümün hitlerinden birkaçıydı. Ayrıca albümde Mardy Bum
gibi başka tatta bir güzellik daha vardı. Hatta diğer şarkılar da birer hit
gibiydi, aslında albümün bu kadar özel olmasının da sebebi buydu: İçinde hiç boş
şarkı yoktu.
Grubun özellikle Suck It and See
ve AM albümleri sonrası, ilk albümlerindeki tarzlarından eser kalmadığını görebiliriz.
Ancak bu değişim, Arctic Monkeys’de -tıpkı her büyük müzik grubunda olduğu
gibi- bir gelişime evrildiği için şu anki halleri de ayrı bir değerli. Hatta
neredeyse tek üzücü nokta Turner’ın vokallerinin giderek Amerikanlaşması oldu.
Daha önce albümü dinlemeyenler bu
41 dakikalık modern sanat eserine hemen kulak versin, dinleyenler ise bir kez
daha bu zevki yaşayıp hüzünlensin; çünkü neredeyse 12 yıl olmuş!